BEYLiK LAFLAR !!

Iconbir tutam BEYLÜK LAF!!

YIKA DA GETİR

Süleyman Nazif ve Abdülhak Şinasi birlikte yemek yerken, Şinasi garsonu çağırır ve su ister. Şinasinin kirden ve mikroptan eldivenle el sıkacak derecede korktuğunu bilen Süleyman Nazif garsona seslenmeden edemez:

-Oğlum, beyefendinin suyunu yıka da öyle getir.

 
 

gör kardeşliği

Mevlana Hazretleri, talebelerinin biriyle yürürken, yol kenarında birkaç köpeğin sarmaş dolaş uyuduklarını görürler. Yanındaki talebesi:
-Güzel bir kardeşlik örneği, der. Keşke insanlar da bundan ibret alsa.

Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:
-Aralarına bir kemik atıver de, gör kardeşliklerini.

 
 

Peder ne der, kader ne der.

Fatih Sultan Mehmet, çocukluğunda biraz yaramazlık yapınca, babası olan 2. Murat Han: -Ne kadar yaramaz bir çocuksun, senden adam olmaz diye çıkışır. Orada bulunan ve velâyet sırrıyla kalp gözü açık olan Akşemseddin Hazretleri, hafifçe gülümseyerek şöyle der:

-Peder ne der, kader ne der.

 
 

Neye Yarayacak Bu Yaptığın?

Kanuni Sultan Süleyman düğünlerde yetenekli kişilerin gösteri yapmasını çok severmiş.Yine bir gün, bir düğünde İstanbul’a Osmanlı ülkesindeki bütün cambazlar, ateş üfleyenler… hepsi doluşmuş. Kanuni, gösterileri zevk ile izlemiş. Birinciye de ihsanlarda bulunacakmış. Bir adam varmış, dikiş ipini 5 metre uzaktan atıp iğnenin deliğinden geçiyormuş.Kanuni bunu görünce hayretler içerisinde kalmış:-Tesadüfen attı. Böyle bir şey mümkün değil, demiş.Adam gösterisini bir daha yapmış. Dikiş ipliği yeniden 5 metre uzaktaki iğnenin deliğine girmiş.Kanuni şaşkınlık içerisinde:

-Bir daha yap bakalım, demiş.

Üçüncü denemeyi ayakta seyreden Kanuni, katıla katıla gülmüş ve meşhur emrini vermiş:

-Bu adama 100 altın verin, 100 de sopa atın.

Adam şaşkın:-Padişahım, 100 altını anladık ama neden 100 sopa

Kanuni cevabını hemen vermiş:

-100 altın maharetin için, helal olsun; 100 sopa da boş işlerle uğraştığın için. Bu da bana helal olsun. Bre adam başla işin mi yok? Neye yarayacak bu yaptığın?

 
 

Saray ve Saltanat Yıkılmış Ne Çıkar!

Saltanatın TBMM tarafından 1 Kasım 1922 tarihinde kaldırmasıyla Osmanlı’nın son padişahı Vahdettin oldu.Son padişah ve hanedanın bütün mensupları çıkartılan bir kanunla ülke dışına çıkartıldı. Hem de dönmemecesine…Önce İngiltere’ye, sonra İtalya’ya giden Vahdettin, Şerif Hüseyin’in daveti üzerine Hicaz’a gitti. Şerif’in farklı emelleri olduğunu anlayınca, muhatabının bütün ikramlarına ve ilgisine rağmen Mekke’de bir süre kaldıktan sonra İtalya’nın San Remo şehrine giderek vefatına kadar orada kaldı.Şehzadelik günlerinden tanıştığı devrin İtalya Kralı, Sultan Mehmet Vahdettin’e istediği bir köşkte oturabileceğini bildirdi. Ancak aldığı cevap çok netti.-Haşmetlü Kral Hazretleri’ne şükranlarımızı arz ederiz. Gösterdikleri incelik ve civanmertliğe hayranım. Fakat taşıdığım ‘Müslümanların Halifesi’ unvanı böyle bir yardımı kabul etmeye engeldir, diyerek kendisine sunulan imkanları reddetti.Oysa çok zor günler geçiriyor, bazı geceler aç bile kaldığı oluyordu. Ancak Sultan Vahdettin, bu durumda bile kendi durumunu düşünmüyor, ziyaretine gelen herkese Türkiye’de neler olup bittiğini soruyordu. Aldığı güzel haberlerden sonra verdiği cevap her zaman aynıydı:

-Saray ve saltanat yıkılmış ne çıkar, vatan ve millet kurtuldu ya.

 
 

O Gördükleriniz…

İngiliz Büyükelçisi, eski Osmanlı evlerinin dış duvarlarına asılan “Ya Hafız”(Muhafaza eden Allah) levhalarını görünce dayanamaz ve Keçecizade Fuat Paşa’ya bunların ne olduğunu sorar.Fuat Paşa, İngilizlerin anlayacağı dille cevap verir:

-O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta Şirketi’nin levhalarıdır.

 
 

Mesafe

En uzak mesafe ne Afrika'dır,
Ne Çin, Ne Hindistan,
Ne seyyareler
Ne de yıldızlar geceleri ışıldayan…
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir..
Birbirini anlamayan..

Can Yücel